tr

Nüfuz Ticareti Suçu

21.09.2022
5
Nüfuz Ticareti Suçu

Nüfuz ticareti suçu Türk Ceza Kanunumuzun kamu idaresinin güvenirliliğine ve işleyişine karşı suçlar başlığı altında TCK’nın 255/1 maddesinde düzenlenmiştir. Daha çok 01.06.2005 tarihli 5237 sayılı TCK’da belirtildiği yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama suçu olarak bilinmektedir. 6352 sayılı yasanın 89. Maddesi ile suç başlığı nüfuz ticareti olarak değiştirilmiştir. Madde başlığı ile içerinde de önemli değişiklikler yapılmıştır. Şöyle ki; TCK 255 maddesi ilk hali ile kamu görevlisi olmayan kişilerin nüfuz ticareti suçunu işlemeleri mümkün değil iken yapılan değişiklik ile kamu görevlisi olmayan kişilerin de nüfus ticareti suçunu işlemeleri halinde cezalandırılmaları ve bu eyleme aracılık eden kişilerinde cezalandırılmalarının önü açılmıştır. Bir bakımı yapılan değişiklik ile nüfuz ticareti (yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama suçu) özgü bir suç olmaktan çıkarılmıştır. Yapılan değişiklik ile ayrıca failin kamu görevlisi olması suçun daha ağır cezayı gerektiren halleri olarak belirtilmiştir.

Nüfuz ticareti suçu (yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama suçu) işlemiş biçimi bakımdan zimmet, irtikap, görevi kötüye kullanma ve özellikle dolandırıcılık suçu ile benzerlikler göstermektedir. Özellikle TCK 158/2 maddesinde belirtilen “kamu görevlileri ile ilişkisi olduğundan, bu kişiler nezdinde hatırı sayıldığı bahisle ve belli bir işin görüleceği vaadi ile aldatarak başkasından menfaat temin eden kişi yukarıda fıkra göre cezalandırılır.” (Nitelikli Dolandırıcılık) hükmü ile oldukça benzerlik göstermektedir.

Nitelikli dolandırıcılık ve nüfuz ticareti suçunu birbirinden ayıran en önemli etken TCK 255 maddesi gerekçesinde açıklanmıştır. Gerekçeye göre; herhangi bir aldatma veya hileli davranış olmadan kişinin nüfus ticareti suçunu işlemesi eylemi dolandırıcılık suçundan ayırmaktadır.

NÜFUZ TİCARETİ SUÇU CEZASI (YETKİLİ OLMADIĞI BİR İŞ İÇİN YARAR SAĞLAMA SUÇU CEZASI)

TCK madde 255/1; “Kamu görevlisi üzerinde nüfuz sahibi olduğundan bahisle, haksız bir işin gördürülmesi amacıyla girişimde bulunması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, kendisine veya bir başkasına menfaat temin eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Kişinin kamu görevlisi olması halinde, verilecek hapis cezası yarı oranında artırılır. İşinin gördürülmesi karşılığında veya gördürüleceği beklentisiyle menfaat sağlayan kişi ise, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

NÜFUZ TİCARETİ SUÇU UNSURLARI

Suçun temel şartı failin kendisine veya bir başkasına menfaat temin etme amacı ile hareket etmesidir. Dolayısıyla suçun temel unsuru kasttır. Ancak TCK 255/2 ve TCK 255/3 maddeleri gereğince suçun oluşması için menfaat gerçekleşme şartı bulunmamaktadır. TCK 255/2 maddesine göre bu bir anlaşmaya varılması suçun tamamlanmış olduğunu kabul etmektedir. Ayrıca TCK 255/3 maddesine göre bu yönde bir talepte bulunulmasına karşın bunun kabul edilmemesi nüfuz ticareti suçunu oluşturmaktadır. Ancak eylemin TCK 255/3 maddesi kapsamında kalması fail hakkında verilecek cezanın yarı oranında indirilmesine olanak sağlamaktadır.

Nüfuz ticareti suçunun bir başka önemli unsuru TCK 255 madde gerekçesinde açıklanmıştır. Buna göre; menfaat temin eden kişinin yapılmasını istediği işin kamu görevlisinin yani failin görev ve yetki alanı içinde olmadığını bilmesi gerekmektedir. Eğer failin gerçekten böyle bir görevi dâhilinde bir işi yerine getirmesi maksadı ile menfaat temin etmesi veya buna teşebbüste bulunması halinde zimmet veya irtikâp suçları oluşabilmektedir. Ayrıca failin cezalandırılabilmesi için vaat etmiş olduğu işin görülüp görülmediğinin de bir önemi bulunmamaktadır.

Yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama(nüfuz ticareti) suçunun oluşması için temel etkenlerden birisi de failin haksız bir işi gördürmek amacı ile hareket etmiş olması gerekmektedir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.12.2018 tarih ve 549-638 sayılı kararında;

“ … Ceza Mahkemelerinin dava dosyalarına ilişkin olarak anılan mahkemelerde herhangi bir  görevi olmayan sanığın, aynı sucu işleme kararının icrası kapsamında, davaların görüldüğü mahkemelerin hakimleri ve Cumhuriyet savcıları ile ilişkisi olduğunu, onlar nezdinde hatırının sayıldığını belirterek ve davaları lehe sonuçlandırabileceği kanaatini uyandırarak katılandan 30.000 Euro ile 1.318TL değerindeki cep telefonlarını, mağdurdan ise 5.000TL para alarak kendisine yarar sağladığı, bu suretle zincirleme şekilde yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama sucunu işlediğinin hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde sübuta erdiği, bu aşamada sanığın savunmasında araştırılmasını istediği diğer hususların maddi gerçeğe ulaşılması bakımından herhangi bir katkı sağlamayacağı anlaşıldığından, sanığın zincirleme şekilde işlediği yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama suçunu sabit gören…”

Nüfuz ticareti suçunda 6352 sayılı yasa ile yapılan başka bir değişikliğe göre haksız bir işin gördürülmesi karşılığında ya da gördürüleceği umuduyla bu konuda menfaat sağlayan kişi de suçun faili olabilmektedir. 6352 sayılı yasa ile yapılan bu değişiklikler ile bir bakıma değişiklikten önce bu suça aracılık eden kişilerin de TCK 255/4 maddesi ile cezalandırılmasının önü açılmıştır. Ayrıca yetkili olmadığı bir iş yarar sağlama suçunun unsurlarında değişiklikler yapılarak suçun dolandırıcılık suçu ile ayrımı yapılmıştır.

NÜFUZ TİCARETİ İLE İRTİKAP VE RÜŞVET SUÇU AYRIMI

İrtikap ve rüşvet suçları da 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiş genel olarak kamu görevlilerince işlenebilen başka bir suçtur. Nüfuz ticareti suçu ile özellikle 6352 sayılı yasa ile yapılan değişiklik öncesinde yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama suçu ile oldukça benzerlik göstermektedir. Bu nedenle her iki suçun bir birinden ayrımının kısa olarak yapılması yerinde olacaktır. Nüfuz ticareti suçunda genel olarak fail haksız bir işin gördürüleceği yönünde vaatte bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 549-638 sayılı kararında fail devam etmekte olan bir kovuşturmanın tarafların lehine sonuçlandıracağı bu nedenle haksız bir vaatte bulunmuştur. İrtikâp ve rüşvet suçunda ise haksız bir durumun gerçekleştirileceği değil aksine kamu görevlisinin aslında görevi olan bir işi yapıp yapmama konusunda menfaat temini suçun konusunu oluşturmaktadır. İrtikap ve rüşvet suçları ve unsurları hakkında detaylı makalelerimizi inceleyerek bu suçların birbirinden ayrımı konusunda daha kapsamlı bir bilgiye sahip olabilirsiniz.

(Bakınız İrtikap suçu)                                             (Bakınız Rüşvet suçu)

NÜFUZ TİCARETİ SUÇUNA ARACILIK ETME

Her ne kadar 5237 Türk Ceza Kanununda suça yardım etme 39. Maddede ayrıca düzenlenmiş bir hüküm ise de; TCK 255/4 maddesi ile nüfuz ticareti suçunda yardım etme eylemi ayrıca yaptırım altına alınmıştır. Yapılan son düzenleme ile bu suça aracılık eden failin müşterek fail olduğu ve TCK 255/1 maddesi gereğince cezalandırılacağı belirtilmiştir.

NÜFUZ TİCARETİ SUÇUNA TEŞEBBÜS

Nüfuz ticareti suçu diğer bir tabiri ile yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama suçu failin icra hareketlerinin bölünebilir olması nedeniyle teşebbüs hükümlerinin uygulanabilmesi mümkün suçlardandır. Ancak kanun koyucu suçun temel konusu olan menfaat unsurunun gerçekleşmemesi halinde de suçun oluştuğunu kabul etmektedir. TCK 255/2 maddesinde her ne kadar menfaat temin edilerek suç tamamlanmamış ise de menfaat konusunda anlaşmaya varılması halinde dahi suçun oluşacağı bu nedenle ceza konusunda herhangi bir indirim yapılmaksızın failin TCK 255/1 maddesinde belirtilen “iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile” cezalandırılacağı belirtilmiştir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.05.2013 tarih ve 2012/1270 esas ve  2013/248 sayılı kararında;

“… taraftan, Yargıtay tarafından karara bağlanan bir dosyaya kanuni olmayan yöntemlerle müdahale edilme çabalarının kapsamında kaldığı göz önüne alındığında, maddenin ilk halinde temel hapis cezasının alt sınırı bir yıl iken, 6352 sayılı Kanunun 89. maddesi ile yapılan değişiklikle iki yıla çıkarılması, adli para cezasının üst sınırının 730 günden 5000 güne yükseltilmesi, failin kamu görevlisi olması halinde cezanın yarı oranında artırılacağı düzenlemesinin kabul edilmesi, önceki düzenlemede teşebbüs hükümlerinin uygulanması mümkün iken, 6352 sayılı Kanunla yapılan değişik ile menfaat temini konusunda anlaşmaya varılması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunacağının hüküm altına alınması nedenleriyle yeni kanuni değişikliğin aleyhe olduğu, bu itibarla, sonradan yürürlüğe giren kanuni değişikliğin sanıklar lehine hükümler içermediği ve Özel Daire hükmünün isabetli olduğu anlaşıldığından, sanıkların temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan Özel Daire hükmünün onanmasına karar verilmelidir.”

Demek suretiyle menfaat konusunda anlaşmaya varılmasının nüfuz ticareti suçuna teşebbüs değil, TCK 255/2 maddesi uyarınca suçun tamamlanmış olduğu gerekçesi ile ceza verilmesi gerektiğini vurgulamıştır.

NÜFUZ TİCARETİ SUÇUNDA DAHA AZ CEZAYI GEREKTİREN HALLER

Nüfuz ticareti suçunda daha az cezayı gerektiren hal TCK 255/3 maddesinde düzenlenmiştir. Bu hüküm gereğince failin haksız bir işi gördürme amacı ile menfaat talebinde bulunması ancak kişinin bunu kabul etmemesi durumunda fail hakkında TCK 255/1 maddesi uyarınca verilecek olan cezaların yarı oranında indirileceği hüküm altına alınmıştır.

NÜFUZ TİCARETİ SUÇUNDA ŞİKAYET

TCK 255/1 maddesinde düzenlenen suç zimmet, irtikap, görevi kötüye kullanma suçları gibi “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar” kapsamında olduğundan şikayete bağlı suçlardan değildir. Soruşturulması ve akabinde kovuşturulması resen yapılan suçlardandır.

NÜFUZ TİCARETİ SUÇUNDA GÖREVLİ MAHKEME

Nüfuz ticareti suçu (yetkili olmadığı bir işi yarar sağlama suçu) için yargılama görevi ceza alt ve üst sınırları itibariyle Asliye Ceza Mahkemelerindedir.

NÜFUZ TİCARETİ SUÇU VE HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMAS

CMK 231 maddesinde düzenlenen hükmün açılanmasının geri bırakılması genel olarak yapılan yargılama sonucunda iki yıl ve daha az ceza alınması durumunda mümkündür. Nüfuz ticareti suçunda özellikle TCK 255/3 maddesinde öngörülen indirim veya sanığın duruşmalardaki tutum ve davranışları karşısında yapılan başkaca indirimler sonucu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi mümkün olabilmektedir.

NÜFUZ TİCARETİ SUÇU VE MEMURİYETTEN ÇIKARILMA

Her ne kadar 6352 sayılı yasa ile yapılan son eklemeler ile yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama suçunda köklü değişiklikler yapılarak bir bakıma suç özgü suç olmaktan çıkarılmış ise de günümüzde nüfuz ticareti suçu genel olarak kamu görevlileri yani memurlar tarafından işlenebilmektedir. Nüfuz ticareti suçunu işleyen kamu görevlisi hakkında ayrıca 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125 maddesi uyarınca disiplin soruşturması yapılması muhtemeldir. Zimmet, irtikap veya görevi kötüye kullanma suçlarını işleyen kamu görevlileri hakkında ayrıca yapılan disiplin soruşturması soncu fail 657 sayılı yasanın 125/E-g maddesi gereğince (Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı hareketlerde bulunmak) memuriyetten çıkarılmaları söz konusu olabilmektedir.

657 sayılı yasanın 131. Maddesi ile kamu görevlisi hakkında yapılan ceza soruşturması ile disiplin soruşturmasının birbirinden bağımsız olduğu, hakkında atılı suçlamadan kovuşturma yapılan kamu görevlisinin yargılama sonucunda herhangi bir ceza alıp almadığı disiplin cezası uygulanmasına engel teşkil etmediği hükmüne rağmen, gerek Danıştay gerekse Anayasa mahkemeleri kararları doğrultusunda, kamu görevlisi hakkında yapılan ceza kovuşturması sonucunda suçun unsurlarının oluşmadığı veya suçun kamu görevlisi tarafından işlenmediği yönünde bir beraat kararı hatta bazı durumlarda delil yetersizliğinden alınmış olan beraat kararının dahi disiplin soruşturmasına etkisi bulunmaktadır. Ayrıca Nüfuz ticareti suçunu işleyen kamu görevlisi hakkında CMK 231 maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi de ayrıca disiplin soruşturması yapılması ve akabinde hakkında 657 sayılı yasanın 125. Maddesi ve alt bentlerinde belirtilen disiplin cezalarının uygulanmasına engel teşkil etmemektedir.

Bu nedenle nüfuz ticareti suçunu işlediği gerekçesi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan kamu görevlisinin gerek ceza hukuku açısından gerekse akabinde yapılması muhtemel olan disiplin soruşturması açısından ceza ve idare hukuku alanında destek alması yararına olacaktır.

Ceza yargılaması ile disiplin suçu arasındaki ilişkinin daha iyi anlaşılması için “Ceza Yargılamasının Disiplin Soruşturmasına Etkisi” başlıklı makalemizi inceleyebilirsiniz. Google ile sitemize ulaşabilirsiniz.

Ziyaretçi Yorumları

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Whatsapp
Fırat ACAY
Fırat ACAY
Merhaba. Size nasıl yardımcı olabiliriz?