tr

Mesafeli Satış Sözleşmesi

11.10.2022
22
Mesafeli Satış Sözleşmesi

Mesafeli satış sözleşmesi günümüzde oldukça sık kullanılmaya başlanmıştır. Bunun başlıca nedeni internet kullanımının hızla yaygınlaşmasına paralel olarak internet üzerinden yapılan alış verişlerin artması gösterilebilir. Mesafeli satış sözleşmesi genel olarak taraflar arasında dijital ortamlarda onaylanmaktadır. Mesafeli satış sözleşmeleri alıcı, satıcı ve sağlayıcının hukuki haklarını koruma altına almaktadır.

Genellikle e-ticaret sitelerinde karşılaştığımız mesafeli satış sözleşmeleri aynı amaca hizmet etmekte olmalarına rağmen genel kabul görmüş bir içeriğe sahip değillerdir. Ticarete konu eşya veya malın niteliğine göre değişiklik göstermektedir. Bu yazımızda alıcı ve satıcının online olarak kabul ettikleri mesafeli satış sözleşmeleri nedeniyle karşılaştıkları sorunları ve hukuki açıdan çözüm yollarını açıkladık.

MESAFELİ SATIŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR ?

Mesafeli satış sözleşmeleri 6502 sayılı Tüketicileri Koruma Hakkında Kanunun 48 ve 84. Maddelerine dayanılarak hazırlanmış “mesafeli sözleşmeler yönetmeliği” çerçevesinde hazırlanmaktadırlar. Mesafeli satış sözleşmelerinden doğan ihtilafların çözümünde ise Tüketicileri Koruma Hakkında Kanun hükümleri geçerlidir. Mesafeli sözleşmeler tanımı 6502 sayılı Tüketicileri Koruma Hakkında Kanunun 48. Maddesinde yapılmıştır.

Madde 48;   “Mesafeli sözleşme, satıcı veya sağlayıcı ile tüketicinin eş zamanlı fiziksel varlığı olmaksızın, mal veya hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde, taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu ana kadar ve kurulduğu an da dâhil olmak üzere uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmelerdir.”

Mesafeli satış sözleşmeleri tanımından da anlaşılacağı üzere satıcı ve alıcının sözleşmenin hukuki niteliğe sahip olması için karşı karşıya gelmelerine gerek bulunmayan belgelerdir. Bu sözleşmeler telefon, yazılı veya görsel ya da elektronik ortamlarda malın teslimi ya da hizmetin ifası için kararlaştırılan sözleşmelerdir.

Mesafeli satış sözleşmeleri ticarete konu mal veya eşyanın niteliğine göre farklılık gösterse de bir takım şekil şartlarına tabi tutulmuştur. Mesafeli satış sözleşmelerinde uyulması gereken şekil şartları yönetmeliğin 5 maddesinde “ön bilgilendirme” başlığı altında ve 6 maddesinde “ön bilgilendirme yöntemi” başlığı altında belirtilmiştir. Belirtilen bu şekil şartlarına uyulmadan hazırlanmış bir mesafeli satış sözleşmesi genel bu hususta hazırlanmış bir sözleşmeye haiz olmayacağı için dikkatli bir şekilde hazırlanması gerekmektedir.

MESAFELİ SATIŞ SÖZLEŞMESİNDE TARAFLARIN HAK VE YÜKÜMLÜLÜKLERİ

Mesafeli satış sözleşmesi ile gerek satıcı veya sağlayıcı açısından gerekse alıcı açısından bir takım hak ve yükümlülükler bulunmaktadır.

Mesafeli Satış Sözleşmelerinde Cayma Hakkı

Cayma hakkında konusunda alıcının bilgilendirilmesi mesafeli sözleşmelerin en önemli şartlarındandır. Cayma hakkı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 48/4 maddesinde yer almaktadır.  Cayma hakkı ayrıca mesafeli sözleşmeler yönetmeliğinin 9/1. Maddesinde düzenlenmiştir. Mesafeli satış sözleşmelerinde cayma hakkı 14 gün olarak belirlenmiştir. Bu hakkını kullanmak isteyen alıcı bu hususta herhangi bir gerekçe göstermek zorunluluğu bulunmamaktadır. Ayrıca alıcı cayma hakkını kullanması ile herhangi bir cezai yükümlülük altına girmemektedir.

Mesafeli satış sözleşmelerinde Cayma hakkının kullanılabilmesi için öngörülen 14 günlük sürenin başlangıcında bir takım kurallar öngörülmüştür.

  • Tek Siparişten oluşan mallarda siparişin alındığı gün,
  • Birden fazla parçadan oluşan mallarda son parçanın teslim alındığı gün
  • Belirli bir süre teslim edilmesi gereken mallarda ilk malın teslim alındığı gün

Alıcı için belirtilen 14 günlük süre işlemeye başlamaktadır. Cayma hakkını kullanmak istediğini yasal süre içerisinde sağlayıcı veya satıcıya bildiren alıcı bu malı 10 içinde iade etmek ile yükümlüdür.

Cayma hakkının sürelerine ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.04.2017 tarih ve 2017/637 esas, 2017/757 sayılı kararında;

“… satıcının davacıya cayma bildirim belgesini verdiği dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. Olayda davacının tatil hakkını kullanmamış olduğu açık ise de; davacının sözleşmenin imzalandığı 10.02.2009 tarihinden yaklaşık 3 yıl sonra 12.03.2012 tarihinde dava açarak cayma hakkını kullandığını belirtmesi karşısında bir hakkın kötüye kullanılması söz konusudur. Davalı şirket bu süre içerisinde hizmeti ifaya hazır olduğu halde davacı bu hakkını kullanmama yolunu seçmiştir. Bu nedenledir ki davacı tarafından sözleşmenin benimsendiği ve cayma hakkını süresinde kullanmadığı kabul edilmelidir.”

Cayma Hakkında Tüketici Hakem Heyeti Kararları

“Dosya üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda, şikayete konu olan 09/06/2015 tarihli sözleşmeye ilişkin yasal süresi içinde 15/06/2015 tarihinde cayma bildiriminin tüketici tarafından firmaya gönderildiği anlaşıldığından ayrıca 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Mesafeli Sözleşmeler başlıklı 48. maddesi 4. fıkrasında “Tüketici, on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptir. Cayma hakkının kullanıldığına dair bildirimin bu süre içinde satıcı veya sağlayıcıya yöneltilmiş olması yeterlidir. Satıcı veya sağlayıcı, cayma hakkı konusunda tüketicinin bilgilendirildiğini ispat etmekle yükümlüdür. Tüketici, cayma hakkı konusunda gerektiği şekilde bilgilendirilmezse, cayma hakkını kullanmak için on dört günlük süreyle bağlı değildir. Her hâlükârda bu süre cayma süresinin bittiği tarihten itibaren bir yıl sonra sona erer. Tüketici, cayma hakkı süresi içinde malın mutat kullanımı sebebiyle meydana gelen değişiklik ve bozulmalardan sorumlu değildir.” hükümleri kapsamında değerlendirilerek tüketici talebinin kabulüne karar verilmesinin uygun olacağı mütalaa olunmaktadır.

Hüküm

Dosyanın incelenmesi sonucunda ve yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda tüketici talebinin kabulüne, sözleşmenin iptal edilerek 2.900,00 TL’nin tüketiciye iade edilmesine oy birliği ile karar verildi.”

Cayma Hakkının Kullanılamayacağı Sözleşmeler

Mesafeli satış sözleşmelerinde aksi belirtilmedikçe ticarete konu malın niteliği gereği cayma hakkının kullanılamayacağı bir takım durumlar belirtilmiştir. Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliğinin 15. Maddesine göre;

  • Tüketicinin ihtiyacı doğrultusunda hazırlanan mallar
  • Son kullanma tarihi geçmesi mümkün ve çabuk bozulan mallar
  • Ambalajın açılması hijyen veya sağlık açısından uygun olmayan ürünler
  • Siparişe konu ürün tesliminden sonra başka ürünlerle karışması ve ayrıştırması mümkün olmayan ürünler
  • Elektronik ortamda aynı anda ifa edilen hizmetler
  • Belirli bir tarihte yapılması planlanan konaklama, kiralama veya yiyecek / içecek tedariki konusundaki hizmetler

Mesafeli Satış Sözleşmelerinde Ürün Teslimi

Mesafeli sözleşmeler yönetmeliğinde ürün teslimine ilişkin tam olarak bir süre öngörülmemiş ise de; satıcı veya sağlayıcının ürün siparişinin kendilerine ulaşmasından itibaren en geç 30 gün içerisinde bu edimini yerine getirmek zorundadır. Mesafeli satış sözleşmesinde belirtilen süre içerinde ya da öngörülen en fazla süre olan 30 gün içerisinde malın alıcıya gönderilmemesi sözleşmenin fesih nedenidir. Malın alıcıya teslim edilmemesi halinde satıcı veya sağlayıcı 14 günlük süre içerisinde alıcıdan tahsil edilmiş olan tüm ücret ve ödemeleri yasal faizi bile ödemek yükümlülüğündedir.

Malın Taşınması Sırasında Zarar Görmesi

Mesafeli satış sözleşmesine dayanılarak yapılan bir ticari alışverişte malın taşıma ve kargo esnasında hasar görmesi veya kaybolması durumunda sağlayıcı veya satıcı sorumludur. Bu sebeple kargo sürecine tabi olan bir malın teslim alındığı sırada kargo görevlisi huzurunda açılıp incelenmesi hasar durumu mevcut ise bunun tutanağa geçirilmesi kişilerin yararına olacaktır. Ancak görevlinin huzurunda kargo paketi açılmamış veya bu mümkün olmamış ise ayıplı mal hükümleri uygulanabilir.

Ayıplı Mal

Ayıplı Mal 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 8. Maddesinde düzenlenmiştir. Ayıplı mal; sağlayıcı / satıcı ve alıcı arasında malın tüketiciye teslimi sırasında kararlaştırılan model veya niteliklerine uygun olmaması halinde ayıplı mal söz konusu olabilmektedir. Ticarete konu malın ayıpsız olduğunu kanıtlamadaki ispat yükü satıcı veya sağlayıcıya aittir.

Sağlayıcı veya satısı malın teslimi konusunda sözleşmede belirtilen şartlara uygun hareket etmekle yükümlüdürler. Buna aykırı hareket etmek ayıplı mala sebebiyet verebilmektedir. Aykırı mal söz konusu olması halinde alıcıya bir takım seçimlik haklar tanınmıştır. Bu seçimlik haklar Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 11. Maddesinde belirtilmiştir. Buna göre;

  • Tüketicinin satılan malı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme
  • Ayıplı malı iade etmeyip ayıp oranında indirim talep etme
  • Masrafları satıcıya ait olmak üzere ayıplı malın ücretsiz onarılmasını talep etme
  • Malın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini talep etme

Ayıplı Mal Zamanaşımı Süresi

Diğer özel kanunlarda veya taraflar arasında usulünce oluşturulmuş mesafeli satış sözleşmelerinde daha uzun bir süre belirtilmemiş ise ayıplı mal hakkında öngörülen zamanaşımı süresi iki yıldır. Ayrıca maldaki ağır kusur veya ayıp bir hileye başvurulmak suretiyle gizlendiği tespit edilmesi halinde herhangi bir zamanaşımına tabi değildir. Bu durumda her zaman ayıplı mal olduğu ileri sürülebilir.

Ayıplı Mal Satışına İlişkin Tüketici Hakem Heyeti Kararları

“Dosya üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda, tüketicinin 31/08/2014 tarihinde satın aldığı … IMEI numaralı … model telefonda tüketici tarafından var olduğu belirtilen sorunların tespiti için bilirkişi tarafından inceleme yapılmış olup; … tarihli bilirkişi raporunda “Şikayet konusu telefonun montaj hatasından kaynaklı ekranın telefonun kasasından ayrıldığı yapışkanını bıraktığı tespit edilmiştir. Bu durum aynı zamanda cihazın suya karşı dayanıklılık özelliğinin de ortadan kalkmasına neden olmaktadır. Şikayete konu olan üründeki ayıp üretim hatasından kaynaklanmaktadır.” denilmektedir ayrıca 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Ayıplı Mal başlıklı 8. maddesi 2. fıkrasında “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir.” hükmü kapsamında tüketici talebinin kabulü yönünde karar verilmesinin uygun olacağı mütalaa olunmaktadır.

Hüküm

Dosyanın incelenmesi sonucunda tüketici talebinin kabulüne, şikâyet edilen firma tarafından şikayete konu olan cihazın iade alınarak, ek garanti ve cihaz bedeli olan 2.647,00 TL’nin tüketiciye iade edilmesine oy birliği ile karar verildi.

MESAFELİ SATIŞ SÖZLEŞMELERİNDEN DOĞAN UYUŞMAZLIKLARIN ÇÖZÜMÜ

Mesafeli satış sözleşmeleri 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 48. Maddesinde düzenlenmiştir. Dolayısıyla mesafeli satış sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümünde bu kanun hükümleri geçerlidir.

Mal ya da hizmet alımına ilişkin uyuşmazlıkların çözümünde diğer alışveriş türlerinde olduğu gibi mesafeli satış sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümünde de Tüketici Hakem Heyeti, İl Tüketici Hakem Heyeti ve son olarak Tüketici Mahkemeleri görevlidir. Ayrıca Tüketici Mahkemesi bulunmayan yerlerde ise görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Mesafeli satış sözleşmelerinde aksi belirtilmedikçe yetkili hakem heyetleri veya mahkemeler alıcı veya satıcının yerleşim yerindeki Tüketici Hakem Heyetleri ve Tüketici Mahkemeleridir.

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 68. Maddesi ele alışverişe konu malın satış değeri temel alınarak başvuru koşulları hakkında bir takım ayrımlar yapılmıştır.

  • 280.00 TL altında bulunan uyuşmazlıklarda İlçe Tüketici Hakem Heyetleri,
  • 280.00 TL ile 15.430.00 TL arasındaki uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetleri,
  • Büyükşehir olmayan illerde 15.430.00 TL’nin altında bulunan uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetleri,
  • Büyükşehirlere bağlı olmayan ilçelerde ise 10.280 ve 15.430.00 TL arasındaki uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetleri görevlidir.

Tüketici Hakem Heyetine Başvuru

Tüketici Hakem Heyetleri illerde; İl Ticaret Müdürü ilçelerde ise kaymakam veya bu kişilerce yetkilendirilecek memur ile belediye, baro, tüketici örgütleri ve esnaf örgütleri tarafından görevlendirilecek temsilcilerden oluşmaktadır. Tüketici Hakem Heyetlerinin kararlarına karşı kararın ilgilisine tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde en yakın Tüketici Mahkemesine veya Asliye Hukuk Mahkemesine itiraz yolu açıktır. İtiraz üzerine mahkemece verilecek olan karar kesin nitelik taşımaktadır.

Tüketici Mahkemesine Başvuru

Tüketici Hakem Heyetleri yukarıda belirtilen miktar aralıklarında belirtilen uyuşmazlıklar için inceleme yapmaktadır. Bu miktarlar üzerinde bir uyuşmazlık için Tüketici Mahkemelerinde dava açılması gerekmektedir. Ancak unutmamak gerekir ki Tüketici Mahkemelerinde dava açılmasının ilk şartı dava konusu tutarın 11.330 TL’yi geçmesi halinde arabuluculuğa başvurulması gerekmektedir. Bu husus dava açma şartı olarak belirlenmiş olduğundan arabuluculuğa başvurulmaksızın açılacak olan davalar usul eksikliği nedeniyle reddedilmektedir. Google ile sitemize ve diğer içeriklerimize ulaşabilirsiniz.

Ziyaretçi Yorumları

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Whatsapp
Fırat ACAY
Fırat ACAY
Merhaba. Size nasıl yardımcı olabiliriz?