
Kişilerin huzur ve sukünunu bozmak, Anayasamız tarafından güvence altına alınan kişilerin sağlıklı, huzurlu ve sükûnet içende bir hayat sürmesi TCK 123/1 maddesi ile kişilerin huzur ve sükununu bozmak eylemi suç olarak düzenlenmesi ile bir bakıma kişilerin bu özgürlüğü de koruma altına alınmaya çalışılmıştır.
Kişilerin Huzur Ve Sukünunu Bozmak Suçu Cezası
TCK madde 123/1; Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikâyeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
TCK 123/1 maddesinde belirtildiği gibi kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu seçimlik hareketlerle gerçekleşebilmektedir.
Kişilerin Huzur Ve Sukünunu Bozmak Suçu Unsurları
Telefon ile rahatsız etmek; Israrla telefon etmek şeklinde gerçekleşen kişilerin huzur ve sükununu bozma eyleminde failin veya mağdurun kullanmış olduğu telefonun nitelliği suçun oluşumuna bir etki etmemektedir.
Bu telefon sabit bir ev ya da iş telefonu olabileceği gibi mobil telefonda olabilmektedir. Ankesörlü telefon vasıtasıyla da yapılan rahatsızlık TCK 123/1 maddesi kapsamında kişilerin huzur ve sükununu bozmak olarak değerlendirilmektedir. Hatta rahatsız etmek amacıyla ısrarla mesaj göndermek de (SMS) TCK 123/1 maddesi kapsamındadır. Yüksek mahkeme içtihatları ile failin mağdura herhangi bir konuşma geçmeksizin ısrarla telefon etmesinin dahi suçu oluşturacağını belirtmiştir.
Yargıtay 4. Ceza dairesi 13.06.2011 tarih ve 2009/10573 E. Ve 2011/8147 K. Sayılı kararı ile; “… Sanığın cep telefonuna ait arama kayıtlarına göre 06/06/2007 ve 27/06/2007 tarihlerinde katılana ait ev telefonunu 14 defa arayarak çoğunlukla bir saniye çaldırıp kapatmak suretiyle gerçekleşen eyleminin kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturduğu…” Şeklindeki kararı ile failin mağdur ile konuşmasının gerek bulunmadığına, sadece çaldırıp kapatma şeklinde dahi suçun oluşabileceğine dikkat çekmek istemiştir.
TCK 123/1 maddesinin birinci cümlesi ile “ısrarla” denilmek suretiyle telefon etmenin tam olarak bir sayısı belirtilmemiş ise de bu sayının ısrar sayılabilecek sayıda olması gerekmektedir. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu 13/02/2018 tarihli ve 821-45 sayılı kararında bu konuya kısmen de olsa açıklık getirmiştir.
“… sanığın kullanmakta olduğu …. numaralı telefon ile katılana ait … numaralı telefonu 17.10.2008 tarihinde saat 13.09 ve 21.39’da olmak üzere iki kez, 19.11.2008 tarihinde ise saat 19.39 ve 21.03’te olmak üzere iki kez aradığı, bu görüşmelerin sırasıyla 106, 94, 10 ve 27 saniye sürdüğü, yine aynı gün saat 22.03’te katılanın cep telefonuna kısa mesaj gönderdiği olayda; sanık ile katılan arasında gerçekleşen telefon görüşmelerinin sayısı ve süresi, iletişimin tespiti kayıtlarına göre katılanın da sanığa ait telefon numarasını bir kez araması ve bu numaraya iki kez kısa mesaj göndermesi hususları birlikte değerlendirildiğinde; sanığın, huzur ve sükûnunu bozma kastı ile katılanı ısrarla aradığına ilişkin delil bulunmadığı cihetle atılı suçun unsurlarının oluşmadığının kabulü gerekmektedir.”
Yukarıda yüksek mahkemenin vermiş olduğu karardan da anlaşılacağı üzere bir ya da iki kez arama veya kısa mesaj göndermenin “ısrar” olarak kabul edilemeyeceği bu nedenle failin üzerine atılı kişilerin huzur ve sükununu bozmak suçunun unsurlarını itibariyle oluşmadığı kanaatine varmıştır.
Gürültü yapmak; Failin diğer bir seçimlik hareketi ise ısrarla gürültü yapmaktır. Gürültü yapmak sesli bir şekilde müzik dinlemek, bağırmak, korna çalmak gibi olabileceği gibi kişinin ikamet ettiği evinde rahatsız etme amacı ile evin duvarlarına vurması fiili de kişilerin huzur ve sükununu bozmak suçunu oluşturabilmektedir.
Gürültü yapmak şeklinde gerçekleşen suç telefon etmek fiilindeki gibi ısrar sayılabilecek sayıda olması ve bu hareketlerin mağduru rahatsız etme amacı ile yapılması gerekmektedir. Örneğin failin evinde mecburi bir tadilat yaptırarak mağduru rahatsız edecek derecede kısa süreli gürültü yapması TCK 123/1 maddesi kapsamında kişilerin huzur ve sükununu bozmak suçunu oluşturmaya yetmeyecektir.
Kişilerin huzur ve sükununu bozmak suçunda genel olarak en çok karşılaşılan durumlardan birisi failin eyleminin başkaca bir suç oluşturması halinde ayrıca bu suçtan ve kişilerin huzur ve sükununu bozmak suçundan yargılanıp yargılanamayacağıdır.
Örneğin failin mağdura ait telefona kısam mesaj göndermek veya sesli olarak arayarak tehdit veya hakarette bulunması halinde fail sadece TCK 125/1 ve TCK 106/1 maddelerinde belirtilen tehdit ve hakaret suçlarından yargılanacaktır. Bu sebeple Kişilerin huzur ve sükununu bozmak suçunun tamamlayıcı bir suç olduğunu söylemek mümkündür.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 03/06/2013 tarih ve 2013/17169 sayılı kararı ile; “…Sanığın, katılanların cep telefonlarına gönderdiği mesajlarla tehdit, hakaret suçlarının işlendiğinin kabul edilmesi karşısında, genel ve tamamlayıcı nitelikte olan kişileri huzur ve sükununu bozma suçundan ayrıca cezalandırılamayacağının gözetilmemesi “TCK’nın 123. maddesinde tanımlanan ve genel, tamamlayıcı nitelikte olan kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun oluşabilmesi için eylemin sırf bir kimsenin huzur ve sükunun bozma amacı ile gerçekleştirilmesi ve başka bir suçu oluşturmaması gerekmektedir. Somut olayımızda, sanığın katılanı tehdit kastı ile telefonla arayarak tehdit içeren sözler söylediğinin anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin bir bütün halinde tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin, ayrıca anılan Kanun maddesi ile de hükümlülük kararı verilmesi hukuka aykırıdır…”.
Diyerek kişilerin huzur ve sükununu bozmak suçunun bir tamamlayıcı suç olduğunu belirtmiştir.
Hukuka aykırı başka bir davranış ile kişilerin huzur ve sükununu bozmak; Failin hukuka aykırı bir şekilde başkaca bir suç teşkil etmeyen eylemi ile sırf mağdurun huzur ve sükununu bozmak amacıyla hareket etmesi kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturmaktadır. Örnek olarak yolda yürüdüğü sırada ısrarla mağduru rahatsız etme amacıyla araba kornasına basmak veya mağdurun ikametinin ziline basarak kaçmak gibi eylemler gösterilebilmektedir.
Kişilerin Huzur Ve Sükununu Bozmak Şikayet
Kişilerin huzur ve sükununu bozmak suçu takibi şikayete bağlı suçlardan olup, kendisine yönelik bu şekilde bur suç işlendiğini düşünen mağdur 6 aylık yasal süre içerisinde ilgili makamlara başvuruda bulunarak bu şikayet hakkını kullanması gerekmektedir. Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun dava zamanaşımı ise 8 yıldır.
Kişilerin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçunda Uzlaşma
TCK 123/1 maddesi ile cezai yaptırıma bağlanan kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu takibi şikayete bağlı suçlardan olması nedeniyle ayrıca uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerekli suçlardandır.
Fail ile mağdur arasında soruşturma aşamasında görevlendirilen uzlaştırmacı tarafından uzlaşma sağlanamaması halinde kamu davası açılması mümkündür. Ayrıca kovuşturma aşamasında uzlaşma sağlanması halinde fail hakkındaki açılmış olan kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan düşme kararı verilmesi mümkündür. Bu gibi güncel içeriklerimiz sitemizde mevcuttur. Google ile sitemize ulaşarak bu güncel içeriklere ulaşabilirsiniz.